Av. Bilgi GÜL & Av. Özgür GÜL
ÖZET
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olduğu, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemeyeceği, ancak 24.01.2014 tarihli ve şikayete konu icra kefaletine ilişkin tutanağın incelenmesinde; kefilin kendi el yazısı ile sorumluluk altına girdiği tutarın yazılmadığı gibi davacı kefilin eşinin de kefalet işlemi öncesinde veya kefalet işlemi esnasında yazılı izninin bulunmadığı, bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği gerekçesi ile mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden şikayetin belirtilen şekilde kabulü ile icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/6497 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden yapılan 16.09.2021 tarihli ret işleminin kefalet akdi geçersiz olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında şikayetin belirtilen şekilde kabulü ile icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline, alacaklının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Borçlu ... icra mahkemesine başvurusunda; takip dosyasına borçlu sıfatı ile eklenmiş ise de icra kefaletine ilişkin tutanakta kefilin sorumlu olduğu azami miktar, müteselsil kefalet ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığını, yine eşi tarafından icra kefaletine, icra kefaletinden önce veya icra kefaleti sırasında herhangi bir rıza verilmediğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün borçlu kaydının silinmesi ve hacizlerin kaldırılması istemini reddeden 16.09.2021 tarihli kararının, geçersiz icra kefaleti ile icra dosyasına borçlu olarak eklenmesine sebebiyet veren icra emrinin ve icra kefalet tutanağının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dosya üzerinden karar verilmiş olup alacaklı vekiline şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiş ve cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Taraflar arasındaki icra taahhüt tutanağında kefilin sorumlu olduğu azami miktar, müteselsil kefalet ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibarenin bulunmadığı, bu durumda TBK'nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne; Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/6497 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden yapılan 16.09.2021 tarihli ret işleminin kefalet akdi geçersiz olduğundan iptaline karar verilmiş, ayrıca 23.09.2021 tarihli tashih şerhi icra dosyası Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/6426 Esas sayılı olarak düzeltilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Alacaklı tarafından;
1.İcra kefili olan şikayetçi borçlunun asıl borçlu kooperatifin yöneticisi olduğu, bu icra taahhüdüne güvenerek asıl borçlu hakkında takip işlemi gerçekleştirmediğini, arada geçen zamanda asıl borçlu hakkında pek çok icra takibi açıldığını, kooperatifin borçlarını ödeme şansı kalmadığını,
2.Duruşmasız olarak yapılan yargılama sonunda kefalet akdinin iptaline karar verildiğini ileri sürülerek kararın iptaline icra kefaletinin geçerliliğine karar verilmesi istenmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olduğu, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemeyeceği, ancak 24.01.2014 tarihli ve şikayete konu icra kefaletine ilişkin tutanağın incelenmesinde; kefilin kendi el yazısı ile sorumluluk altına girdiği tutarın yazılmadığı gibi davacı kefilin eşinin de kefalet işlemi öncesinde veya kefalet işlemi esnasında yazılı izninin bulunmadığı, bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği gerekçesi ile mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden şikayetin belirtilen şekilde kabulü ile icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı tarafından;
1. İcra kefili olan şikayetçi borçlunun asıl borçlu kooperatifin yöneticisi olduğu, bu icra taahhüdüne güvenerek asıl borçlu hakkında takip işlemi gerçekleştirmediğini, arada geçen zamanda asıl borçlu hakkında pek çok icra takibi açıldığını, kooperatifin borçlarını ödeme şansı kalmadığını,
2. Duruşmasız olarak yapılan yargılama sonunda kefalet akdinin iptaline karar verildiğini ileri sürülerek kararın iptaline icra kefaletinin geçerliliğine karar verilmesi istenmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/6426 Esas sayılı dosyasındaki 16.09.2021 tarihli memur işleminin, şikayetçi borçluya gönderilen icra emrinin ve icra kefalet tutanağının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. İİK'nın 18/3. maddesi; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmünü içermektedir.
2. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 583/1. maddesinde: "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." ve yine 584/1. maddesinde "Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
3. Değerlendirme
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu icra memur muamelesini şikayet niteliğinde olup, İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 18/3. maddesi uyarınca duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmiş olmasında yasaya aykırılık görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar başlıklarında alacaklının "SS 700 Sayılı Ezine Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi" yerine " ..." olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.