Bina, plan ve projesine, imar düzenlemelerine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa bile, gerçekleşen depremin şiddeti gözönünde tutulduğunda binanın deprem nedeniyle hasara uğraması kaçınılmazdır. (06.03.2013 Tarih, 2012/786 Esas 2013/318 Karar sayılı Hukuk Genel Kurulu ilamı) Bu itibarla, belirlenen tazminattan olay tarihinden yürürlükte bulanan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi (TBK 51/1) gereğince adalete uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması da gereklidir. Bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması da doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ'NİN 30.06.2020 TARİH, 2017/2640 ESAS VE 2020/2367 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan ... ve vekili Avukat ..., davalılardan ... vd. vekili Avukat ... gelmiş, tebligata rağmen diğer taraflardan başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı kooperatif vekili, davalılar ..., ... ve ...’ın kooperatif yöneticisi oldukları dönemde, kooperatif inşaatlarının, yüklenici davalı ...’a yaptırıldığını, davalı ...’ın da teknik uygulama sorumlusu olduğunu, yapının 26 daire, 1 kapıcı dairesi ve 1 toplantı salonundan oluştuğunu, 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen depremler sonucunda, AFAD tarafından 14 daire için yıkım, kalan diğer bağımsız bölümler için ise orta hasar kararı verildiğini, bu nedenle oluşan toplam zararın en az 2.000.000,00 TL olduğunu, davalıların ortaya çıkan bu zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 2.150.000,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı ... vekili, müvekkilinin, taşınmazı davacı kooperatife, kuruluşundan sonra tapuda devrettiğini, inşaatın yapımı aşamasında hiç bir katkısının bulunmadığını, deprem nedeniyle oluşan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ..., ... ve ... vekilleri, sitenin yıllar önce tamamlandığını, bina sakinlerinin oturduğunu, davacıların dava açma ehliyeti bulunmadığını, inşaatla ilgili zamanında gerekli kontrollerin yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilin statik projeyi çizdiğini, projenin oda tarafından onaylandığını, müvekkilinin bu tarihten sonra kamuda işe başladığını, inşaata ilişkin bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.830.160,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davalılar vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizce, dava tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal düzenlemeler uyarınca, yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı alınması ve davanın denetim kurulu üyeleri tarafından açılması gerektiğine ilişkin usuli eksiklikler .../... giderilmeden işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı ...’ın satın alma yoluyla arsa temin ettiği, davalı ...’a statik ve dava dışı ...’a mimari proje yaptırılıp, 06.01.2006 tarihinde yapı ruhsatı alınarak inşaata başlandığı, 07.05.2007 tarihinde bu yerin davacı kooperatife satıldığı, yapının resmi müteahhiti bu tarihler arasında davalı ..., bu tarihlerden sonra davacı kooperatif olarak görülmekte ise de aynı zamanda kooperatif başkanı ...’ın da kardeşi olan davalı ...’ın, kooperatif kayıtlarından anlaşıldığı üzere, devirden sonra da gayri resmi olarak inşaat faaliyetlerini yürüttüğü, teknik uygulama sorumlusu davalı ...’ın ise gerekli denetim yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu bulunduğu, davalı kooperatif yöneticilerinin de ortaya çıkan zarardan dolayı sorumlu oldukları, kusurları bulunmadığına dair delil sunmadıkları, bu itibarla tüm davalıların ortaya çıkan zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile toplam 1.830.160,00 TL’nin, Van İdare Mahkemelerinde hükmü altına alınan maddi tazminat tutarları ile tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihli Van depremleri nedeniyle ağır hasarlanarak yıkılan ve orta hasar oluşan binaların maliki olan davacı kooperatifin, binanın imalinde kusurları olan davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... binaların bulunduğu taşınmazı, 04.04.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, yüklenici sıfatıyla dava dışı arsa sahiplerinden 12.07.2005 tarihinde tapuda devralmış olup, dosyadaki savunmasında söz konusu devrin geçici olarak yapıldığını, asıl amacın parseli ileride kurulacak olan davacı kooperatife devretmek olduğunu beyan etmiştir. Sözleşme ve tapu devri sonrası, davalı ... tarafından, davalı ...'a 07.10.2005 tarihli statik proje, dava dışı ...'a 03.10.2005 tarihli mimari proje hazırlattırılarak, 06.01.2006 tarihinde yapı ruhsatı alınmış ve inşaatlara başlanmıştır. İnşaat, kaba inşaatı tamamlandıktan sonra 07.05.2007 tarihinde davacı kooperatife devredilmiştir. 29.07.2008 tarihinde kur'alar çekilerek kooperatif üyelerine meskenleri teslim edilmiş ve konutlarda oturulmaya başlanmıştır. Vaki depremlerde ağır hasara uğrayan A bloğun yıkımına karar verilmiş, orta hasarlı B blokta ise güçlendirme çalışmaları yapılmıştır.
Davacı kooperatif, ıslah dilekçesi ile yıkımına karar verilen A bloktaki 14 adet mesken için 1.750.000,00 TL, ortak hasarlı B bloktaki 12 daire için 400.000,00 TL olmak üzere toplam 2.150.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
Dosya kapsamında ve idari yargı nezdinde alınan raporlarda, hasarın, genel itibariyle yapıların statik ve mimari projelerine uygun imal edilmemiş olması nedeniyle ortaya çıktığı vurgulanmıştır. Bu kapsamda, A bloğun karot sonuçlarının projede belirtilen C20'nin çok altında (yaklaşık 6 Mpa) çıktığı, dolayısıyla binanın beton kalitesinin projesine uymadığı, ayrıca binada yine projeye aykırı olarak betonarme perde bulunmadığı, bu sebeple binanın yatay deprem yüklerine dayanımının oldukça düşük olduğu ve yine projeye aykırı olarak bodrum katının bulunmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu ayıplı imalatlar nedeniyle, tüm davalılar, davacı kooperatife karşı sorumlu olup, sorumluluklarının bulunmadığına dair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Bunun yanında, davalı tarafça, davacı kooperatife ve kendilerine mesken tahsis edilen üyelerine, kamu idarelerince çeşitli ayni ve nakdi yardımlar yapıldığı, kooperatif üyelerine uygun koşullarda konutlar verildiği savunulmuş olup, kooperatifin gerçek zararının tespiti açısından, ilgili kurum ve kuruluşlarla yazışmalar yapılarak, davacı kooperatif ile konutları yıkılan ve hasara uğrayan üyelerine yapılan her türlü maddi desteğin sorulması ve tespit edilen tutarların, işbu davada talep edilen maddi tazminattan mahsup edilmesi gerekirken, bu hususta gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmaması doğru olmamıştır.
Ayrıca, yapı ruhsatında statik proje müellifi ve statik fenni mesul olarak görünen davalı ..., hükme esas alınan bilirkişi raporunda, binanın iyi projelendirilmemiş olmasından dolayı statik proje müellifi olarak %2, binanın statik projesine uyulmamasından dolayı statik fenni mesul olarak %25 oranında kusurlu bulunmuş ise de 07.10.2005 tarihinde statik projeyi hazırladıktan sonra 15.12.2005 tarihinde kamu görevine atanmıştır. Binanın yapı ruhsatının bu tarihten sonra 06.01.2006 tarihinde alındığı, inşaata başlandığı ve inşaatın resmi statik fenni mesul bulunmadan tamamlandığı anlaşılmıştır. Adı geçen davalının, resmi olarak kamu görevine başlamış olması, bu duruma ilişkin o tarihte bildirim yaptığı yönünde savunmada bulunması ayrıca bu tarihten sonra inşaatta fenni mesul olarak çalıştığına dair davacı tarafından bir iddia ve isbatda bulunmadığına göre, davalı ...'ın statik fenni mesul olarak sorumlu tutulmaması, sadece statik proje müellifi olarak (%2 oranında) sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmememesi hatalı olmuştur.
Diğer yandan, bina, plan ve projesine, imar düzenlemelerine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa bile, gerçekleşen depremin şiddeti gözönünde tutulduğunda binanın deprem nedeniyle hasara uğraması kaçınılmazdır. (06.03.2013 Tarih, 2012/786 Esas 2013/318 Karar sayılı Hukuk Genel Kurulu ilamı) Bu itibarla, belirlenen tazminattan olay tarihinden yürürlükte bulanan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi (TBK 51/1) gereğince adalete uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması da gereklidir. Bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması da doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, (1) numaralı bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Comments