top of page

MİRASÇILIK BELGESİNİN İPTALİ DAVASI, EVLENMEDEN ÖNCE MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ YAPILMASI, DOĞMAMIŞ HAKTAN FERAGAT

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Mirasın Kazanılması" başlıklı ikinci ayrımının, "A.Kazanma", "I.Mirasçılar Tarafınadan" alt başlıklı 599 uncu maddesinde mirasın, mirasbırakanın ölümü anında kazanılacağı düzenlenmiştir. Bu bağlamda, TMK'nın 528 inci maddesindeki "mirasçı" ifadesi ile kanunun "muhtemel mirasçı" ya işaret ettiği açıktır. Nitekim, mirasçılık sıfatı mirasbırakanın ölüm anı ile kazanılacak olup, mirasbırakanın sağlığında mirasçılarının kesin olarak bilinebilmesinin mümkün olmadığı tartışmasızdır. Dolayısıyla, mirastan feragat eden muhtemel mirasçının, en yakın sırada veya derecede yer almasına gerek duyulmaksızın, mirasbırakanın birinci zümrede mirasçısı olmasına rağmen, ikinci zümre mirasçıları ile de mirastan feragat sözleşmesi düzenlenmesi mümkündür. (Dural ..., Öz Turgut, Miras Hukuku, İstanbul 2016, Filiz Kitabevi, 10. Baskı, s.196).
Davalı ... ile mirasbırakanın 30.12.2015 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır. Bu bakımdan sözleşmenin düzenlenme tarihinde nişanlı olan tarafların nikah merasiminden önce evlilik beklentilerinin yüksek olduğu, nitekim evliliğin gerçeklemesi ve mirasbırakanın ölümü anında, davalı ...'nin mirasçılık sıfatını kazandığı tartışmasızdır. Mirastan feragat sözleşmesi geçerli olarak yapılmakla hüküm ve sonuçlarını mirasbırakanın ölümüyle doğurur. Mirastan feragat eden ..., dava konusu sözleşme ile "muhtemel mirasçı" sıfatı ile beklenen hakkı olan miras hakkından feragat etmiş olup, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını da kazandığından, sözleşme geçerli şekilde düzenlenmekle hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. 
Açıklanan hususlarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde ise İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince sözleşmenin düzenlediği tarihte davalı ...’nin mirasbırakanla evli olmaması, henüz mirasçılık sıfatı kazanmayan ... yönünden sözleşmenin doğmamış haktan feragat niteliğinde olması nedeniyle sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ...'nin, nikah akdinin gerçekleşmesinden 15 gün önce sözleşmeyi imzalaması karşısında evlilik beklentisinin yüksek oluşu, mirasbırakanın ölüm anına kadar ise zaten mirasçılık sıfatının doğmasının mümkün bulunmaması, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını kazanması nedeniyle dava konusu mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ'NİN 26.11.2024 TARİH, 2024/35 ESAS VE 2024/5267 KARAR SAYILI İLAMI


MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1406 E., 2023/1701 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., İbrahim ... vd.

DAVA TARİHİ : 08.08.2022

KARAR : İstinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine


İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/202 E., 2023/198 K.




Taraflar arasındaki mirasçılık belgesinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.


Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA


Davacı vekili; davalı ...'ın murisin eşi olduğunu, murisle evlenmeden önce düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi imzaladığını, ortaklığın giderilmesi davasında sunulan veraset ilamında davalının mirasçı gözüktüğünü belirterek; davalının mirasçı olmadığının tespiti ile veraset ilamının iptalini ve yeni bir mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.


II. CEVAP


Davalı ...; okur yazar olmadığını, kandırılarak noterde sözleşme düzenlendiğini belirterek davanın reddine savunmuştur.


III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlenmeden önce davalı ...'nin mirasçılık sıfatının olmadığı, doğmamış haktan feragat edilemeyeceği gerekçesi ile mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olmadığı, iptali istenen mirasçılık belgesinin geçerli olduğu, kamu düzenine ilgilendiren konuda resen talep dışına çıkıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


IV. İSTİNAF


A. İstinaf Yoluna Başvuranlar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


B. İstinaf Sebepleri


Davacı vekili; yerel mahkeme kararının kanuna ve usule aykırı olduğunu, sözleşme düzenlendikten sonra altında imzası olan tanıklar huzurunda sözleşmenin taraflarına bizzat Noter tarafından okunduğunu, taraflar da düzenlenen sözleşmenin gerçek isteklerine uygun olduğunu beyan ettiklerini, müteveffa ...’ın sözleşmeyi imzaladığını, davalılardan ...’ın ise okuma yazma bilmediği için parmak basarak sözleşmeyi onayladığını, mahkemece sözleşmenin taraflarının gerçek irade ve isteklerini dikkate almadığını ve mirastan feragat sözleşmesinin içeriğinin, sözleşmenin düzenlendiği tarihte davalı ... ile müteveffa ... evli olmadıkları için yok saydığını, bu haliyle miras bırakanın da gerçek iradesine aykırı hüküm kurulduğunu, hükümde kısa karar ile gerekçeli karar arasında açık bir çelişki olduğunun belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.


C. Gerekçe ve Sonuç


Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı ... 15.12.2015 tarihli Aksaray 4. Noterliği'nde düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi ile miras hakkından feragat etmiş ise de, feragat tarihi itibarı ile muhtemel mirasçı sıfatının olmadığı, bu durumda, noterde düzenenen feragat sözleşmesininn TMK m. 528 anlamında bir feragat sözleşmesi olmadığı belirtilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.


V. TEMYİZ


A. Temyiz Yoluna Başvuranlar


Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


B. Temyiz Sebepleri


Davacı vekili; yerel Mahkeme kararının kanuna ve usule aykırı olduğunu, sözleşme düzenlendikten sonra altında imzası olan tanıklar huzurunda sözleşmenin taraflarına bizzat Noter tarafından okunduğunu, tarafların da düzenlenen sözleşmenin gerçek isteklerine uygun olduğunu beyan ettiklerini, müteveffa ...’ın sözleşmeyi imzaladığını, davalılardan ...’ın ise okuma yazma bilmediği için parmak basarak sözleşmeyi onayladığını, mahkemenin, sözleşmenin taraflarının gerçek irade ve isteklerini dikkate almadığını ve mirastan feragat sözleşmesinin içeriğini, sözleşmenin düzenlendiği tarihte davalı ... ile müteveffa ... evli olmadıkları için yok saydığını, bu haliyle miras bırakanın da gerçek iradesine aykırı hüküm kurulduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir


C. Gerekçe


1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme


Uyuşmazlık, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.


2. İlgili Hukuk


1. Türk Medeni Kanunu'nun mirastan feragat sözleşmelerinin kapsamını düzenleyen 528 inci maddesi şöyledir;


"Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur."


2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 598 inci maddesi şöyledir;


"Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.


Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir.


Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.


Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır."


3. Mirasçılık belgesi istemek, maddi bir olayın varlığını ikrar ile kişiler arasındaki soybağı ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. Hakkında mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri gerçekleşen veya mirası reddeden ya da mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tümden kesilmiş sayılmaz. Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması, ilgili kişinin mirasçılık belgesi istemesine engel bir neden olmadığı gibi, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını da ortadan kaldırmaz. Bu nedenle mirasçılardan biri veya birkaçı yönünden mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması durumunda bu olgular yok sayılarak miras bırakanın tüm mirasçılarını ve miras paylarını gösterir şekilde mirasçılık belgesinin düzenlenmesi, hüküm yerinde ilgili mirasçı veya mirasçılar yönünden mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleştiği ya da mirası ret veya mirastan feragat ettikleri açıklanarak ret, feragat, mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine işaret edilmek suretiyle mirasçılık sıfatını yitiren kişinin payının kime veya kimlere kaldığını gösterir mirasçılık belgesi verilmelidir.


3. Değerlendirme


1. Somut olayda; davacı, mirasbırakan ...'ın 19.11.2020 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın sağ kalan eşi olan davalı ...'nin, mirasbırakanla düzenlemiş olduğu Aksaray 4. Noterliğinin 15.12.2015 tarihli "Mirastan Feragat Sözleşmesi" ile mirasçılık sıfatını kaybetmesi nedeniyle davalının mirasçı gösterildiği mirasçılık belgesinin iptalini istemiştir. Uyuşmazlık dava konusu edilen mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.


2. Mirastan feragat sözleşmesi, mirasbırakan ve müstakbel mirasçı arasında düzenlenen, muhtemel miras hakkından vazgeçmeyi düzenleyen sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin, feragat edenin lehine yapılan kazandırmayı değil, feragat edenin ileride doğması muhtemel mirasçılık sıfatından, mirasbırakanın ölümünden önce vazgeçmesi nedeniyle, sözleşmeyi diğer ölüme bağlı tasarruflardan ayırır. Bu nedenledir ki, mirastan feragat edenin vazgeçtiği hak beklenen haktır. Diğer bir ifadeyle de mirastan feragat sözleşmesi ile feragat eden mirasçı gelecekte kendisine intikal edebileceği muhtemel mirasbırakanın miras hakkına yönelik bekleme durumundan feragat etmesidir. (Antalya O. Gökhan, Sağlam İpek, Miras Hukuku, Ekim 2015, s. 228) Bu bakımdan mirastan feragat sözleşmesi kanunda doğmamış haktan feragatin mümkün olmasına yönelik düzenlenme alanı bulmuştur. Mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçı mirasçılığından değil beklenen bir hakkından feragat eder. Zira, miras hakkı mirasbırakanın ölümü anı ile birlikte doğacaktır. (Dural ..., Öz Turgut, Miras Hukuku, İstanbul 2021, Filiz Kitabevi, 16. Baskı, s.195)


3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Mirasın Kazanılması" başlıklı ikinci ayrımının, "A.Kazanma", "I.Mirasçılar Tarafınadan" alt başlıklı 599 uncu maddesinde mirasın, mirasbırakanın ölümü anında kazanılacağı düzenlenmiştir. Bu bağlamda, TMK'nın 528 inci maddesindeki "mirasçı" ifadesi ile kanunun "muhtemel mirasçı" ya işaret ettiği açıktır. Nitekim, mirasçılık sıfatı mirasbırakanın ölüm anı ile kazanılacak olup, mirasbırakanın sağlığında mirasçılarının kesin olarak bilinebilmesinin mümkün olmadığı tartışmasızdır. Dolayısıyla, mirastan feragat eden muhtemel mirasçının, en yakın sırada veya derecede yer almasına gerek duyulmaksızın, mirasbırakanın birinci zümrede mirasçısı olmasına rağmen, ikinci zümre mirasçıları ile de mirastan feragat sözleşmesi düzenlenmesi mümkündür. (Dural ..., Öz Turgut, Miras Hukuku, İstanbul 2016, Filiz Kitabevi, 10. Baskı, s.196)


4.Davalı ... ile mirasbırakanın 30.12.2015 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır. Bu bakımdan sözleşmenin düzenlenme tarihinde nişanlı olan tarafların nikah merasiminden önce evlilik beklentilerinin yüksek olduğu, nitekim evliliğin gerçeklemesi ve mirasbırakanın ölümü anında, davalı ...'nin mirasçılık sıfatını kazandığı tartışmasızdır. Mirastan feragat sözleşmesi geçerli olarak yapılmakla hüküm ve sonuçlarını mirasbırakanın ölümüyle doğurur. Mirastan feragat eden ..., dava konusu sözleşme ile "muhtemel mirasçı" sıfatı ile beklenen hakkı olan miras hakkından feragat etmiş olup, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını da kazandığından, sözleşme geçerli şekilde düzenlenmekle hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır.


5. Açıklanan hususlarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde ise İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince sözleşmenin düzenlediği tarihte davalı ...’nin mirasbırakanla evli olmaması, henüz mirasçılık sıfatı kazanmayan ... yönünden sözleşmenin doğmamış haktan feragat niteliğinde olması nedeniyle sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ...'nin, nikah akdinin gerçekleşmesinden 15 gün önce sözleşmeyi imzalaması karşısında evlilik beklentisinin yüksek oluşu, mirasbırakanın ölüm anına kadar ise zaten mirasçılık sıfatının doğmasının mümkün bulunmaması, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını kazanması nedeniyle dava konusu mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.


VI. KARAR


1. Açıklanan sebeplerle;


Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,


Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,


Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


26.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.




(Karşı Oy)


K A R Ş I O Y


4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 528-530. maddeleri arasında miras sözlemesinin bir türü olarak düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesi, mirasbırakan ile gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında yapılan, ileride doğacak miras hakkına ilişkin beklentiden bir karşılık alınarak veya karşılık alınmadan tamamen veya kısmen vazgeçmeyi amaçlayan bir sözleşmedir.


Medeni Kanun'un 528. maddesine göre "Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözlemesi yapabilir." Bu düzenlemede ifade edildiği gibi, feragat sözleşmesinin her türlü mirasçı ile yapılması mümkündür.


Mirastan feragat, sözleşme niteliğindedir. Mirastan feragatin sözleşme niteliğinde olmasının sonucu olarak borçlar hukukunun sözleşmelere dair hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.


Feragat sözlemesinin yapıldığı anda muhtemel mirasçı, mirasçılık sıfatına ve miras hakkına sahip değildir. Onun sadece, miras hakkına ilişkin beklenen bir hakkı vardır.



Genel kural mevcut her haktan feragat edilebilmesidir. Doğmamış haklar ise henüz hukuken varlık kazanmamış haklardır. Bu açıdan henüz doğmamış haklar beklenen haklardan ayırt edilmelidir. Beklenen hak, bir hakkın doğması için aranan koşullardan sadece birinin gerçekleşmemesi halinde kişinin söz konusu hakka ilişkin bir ölçüde belirginliğe ulaşmış beklentisinin de hak olarak değerlendirilmesidir. Beklenen hak, ileride elde edilecek haktan ayrı, mevcut bir hak olarak kabul edilmektedir. Beklenen haktan feragat, mevcut bir haktan feragat etmek demektir. Bu açıdan henüz doğmamış haklardan feragat, beklenen hak seviyesine ulaşmamış gelecekte doğması muhtemel haklardan feragat edilmesidir.


Feragat bir hakkın kural olarak başkasına geçmemek üzere sonlandırılmasıdır ve bir tasarruf işlemidir. Henüz doğmamış bir haktan feragat ise henüz doğmamış bir hak üzerinde tasarruf işlemi yapmak demektir.


Mirastan feragat sözleşmesinde ölüme bağlı tasarrufta bulunan taraf kural olarak mirasbırakandır. Beklenen hakkı üzerinde tasarrufta bulunan kişi, feragat eden mirasçıdır. TMK’nın 528. maddesinde düzenlenmiş olan mirastan feragat ancak muhtemel mirasçı sıfatına haiz kimseler ile yapılabilecektir.


Somut olayda; mirastan feragat sözleşmesinin yapıldığı sırada, mirastan feragat eden ... ... ile mirasbırakan arasında henüz evlilik akti kurulmadığından muhtemel mirasçı değildir. Sözleşme imzalandığında evlilik beklentisi içerisinde olması ona muhtemel mirasçılık kazandırmaz. Bu sebeple muris ile akt’ettiği feragat sözleşmesine hukuken bir değer atfedilemez.


Yukarıda açıkladığım gerekçe ile, hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılamamaktayım.





Kommentarer


bottom of page